Semahat edebiyatı yapıyorsunuz ancak. Fakat sefahatten sakınmıyorsunuz. Sadece öyle sandırıyorsunuz etrafa. Kimse üzerine almayacak bu azarımı. Sefil düşmemek adına semahatten tenkısat yapmaya devam etmekteyken sefahate taviz vermektesiniz. Öyle değil mi?!
Zekat ve sadaka, muavenetin ve fedakarlığın en düşük en küçük en zayıf olanıdır ve semahatle hiç alakası yoktur. Semahat devr ve daim kıldığınız iktisadınızdan tebarüz eder. Ama siz iktisadı hamasetle ve hasasetle ifsad ettiğinizin bile farkında değilsiniz; bi’de cömertlik taslarsınız, dava-iddia mangalında kül bırakmazsınız. Esas sadaka, sadakatinizi belli etmeliyken galiba sizce sadaka, sakatlığınızı örtmeli!!!
Ağaç müdafilerine bakınız mesela. Evleri, işlikleri sunta dolu ağzına kadar fakat ağaç fedailiği yapıyor rezil herif. Diyorum ki geçim etmek için daha ucuz olan demirbaşlara, daha az enerji sarfeden makinalara hem müşteri hem satıcı hem imalatçı olmak için yana yakıla düşkünsün ya… sefilliğe yol açan başka bir iş işlemene gerek yok. Yani en hesaplı harcama yolu ararken düşürüldüğün yol müsrifliğin en birinci dönme dolabı esasen.
Lafın çoğu seni anlamak istemediğini bildiğin insanlara sözünü duyurmaya uğraştığın zaman söylenir. Kim ne kadar alaya alsa devam edeceğim ve bütün marangozlara tavsiye edeceğim: “Tam Ahşap” eşyaların bilabedel tamircisiyim. Dünyanın neresinde olsanız taahhüdümdür. Ahşabı yaşatalım ki ağaçlarımız yaşasın; emeğimiz feda olsun. Çekinmeyin. Ulaşım-nakliye ve sair tedarik masrafı haricinde maliyet üstlenmeyeceksiniz, hizmete amadeyim.
Geleneksel Marangoz Tahsin Yılmaz Beykoz, Temmuz 2019
Nefaset abidesi. Yemekler için kullansak da, aklıma ilk nefaset geldi.(Belki de amatör bir gurme olmamdandır) Başa dönersek; makaleden bir Muhammed Ali geçmiş gibi; kelebek gibi uçan, arı gibi sokan. İyi ki “Keresteci” olarak çalışmaktan emekli olmuşum, yoksa sunta plakalarının altında kalmıştım.