Marangozname

Güya marangozlara göre “sınır dışı”yım / çünkü ne marangozluk kalmıştır ne dülgerlik… kendilerinin beyanı bu. Bir varlık olan ağacın hal ve mahalli ile ilgili ahşap, orman, kereste, tahta, odun, sırık, dayak gibi isimler lügatimde, telaffuzumda ve nesneleri atölyemde hazır ve tasarrufumda olduğu halde meslek erbabı sayılmıyorum, çünkü bu şeylerin yerini başka şeyler istila etti. Meşgalemi ne okulda ne çıraklıkta öğrendiğim… kitabetten ve hem dedemden hem tecrübe ede ede öğrendiğim için işletmecilere göre münkirimdir, uyumsuzumdur. Bunlar muvacehesindedir ki müşteri namzetleri indinde onlara göre onlardan muhakkak müştekiyimdir. Ama beni marangoz saymayan ve marangozluğu da meşgaleden saymayan zevatın her şeyi ya mdf’den, suntadan, plastikten, faizden, sigortadan, yandaşlıktan, hazırcılıktan, peşe takılmacılıktan. Bunlar bi’de kendilerini beğeniyorlar. Tamam, ama niye meşgalelerinden memnun değiller? Sanarsınız ki başkalarının sözü geçiyor atölyelerinde, makinalarında ve ellerine, ayaklarına, müşterilerine!

Esasen kökü marangozluk olan faaliyet ve meşguliyetlerin istikbalini tasavvura; makina ve cihaz mühendislerinin pervasız icat ve imalleri, finansal organizatörlerden biri haline düşmüş işletmeci raconları, hükümet ve akademinin alakasız mevazları, resmi kamu dairelerinin tamimleri galip gelmiştir. Oysa bu mütegallibenin tek hirfeti dayatma yetkinliğidir. Sen sana aidiyet veya mensubiyet talik ettiğin marangozluğa dair bir muhayyileye sahipsin belki. Ama bil ki bu hülyan ne istikbaldir ne istiklaldir ne istikamettir. Ancak kendi kendini hoşnut ettiğin bir vehimdir. Çünkü harc-ı alemi, bahtın kabul etmişsin. Ne çağına ne mesleğine (!) tedahül edebilmektesin.
Marangozluğun pirleri dayatma gücü için yahut dayatmacılıkla çalışmadılar. Onlar gerekli, gerçek, geçerli, yerinde, yeterli muayenesi öğrendiler, öğrettiler ve işlettiler… kendiye keyf bağışlamadan. Eğer temel ve esas malzemen tam ağaç ise marangozum diyebileceksin ve sen sen ol böyle özen böyle yap.

Yani ey oğul…

  • Marangozhanenin kapısını halikına dua ederek ve mekanına, mekanındaki eşya ve cihazlarına selam vererek aç. Bunun en özeti ki, besmele ve e’s-selamun aleyküm olur.
  • Sokak pabuçlarını çıkar ve ancak marangozhanende giyeceğin köseleni veya çoraplarını geçir ayağına. Ki, ağacı ve müstahzarlarını ve kübürünü nimet bilerek hürmetini göster daima onlara, necis bulaşık ayakla çiğnemiş olma onları.
  • Cihazlarını keskin, kabiliyeti tam, temiz olarak işine hazır ve tezgahını da düzgün ve tertipli kıl daima.
  • Ağacı biçerken ve ondan türlü ebatlarda ahşap çıkarırken onun cinsinin tabiyatına, fıtratına, keyfiyetine riayet ederek çalıştır elini.
  • Biçilmeyi bekleyen tomruk ve keresteyi, çatılmayı bekleyen muhtelif doğramayı ve artan ahşabı, kürülmüş talaşı, yongayı ve kübürleri ayrı ayrı istifle, birbirine karışık yığma oraya buraya.
  • Zorda kalmadıkça, gerçek bir mazeretin yokken marangozhanene soktuğun ağacı, ahşabı onlardan eşya yapmak dışında tasarrufa sapma. Artık parçayı, talaşı, yongayı ne yak ne çöp say ne ziyan et. Onlar dahi gün olur bir eşya yaparken işe yarayacaktır.
  • Müşterinden sadece ve sadece tedarik maliyetini, sarf maliyetini ve yevmiye emeğini tahsil et. Götürü kestirim sürüp de mesela şerefiye, zahmet, meşakkat bahanesiyle ilave fiyatlandırma yapma.
  • Müşterinle işin yerini, teslim yerini, gerekiyorsa iaşesini, gerekiyorsa tek durumluk demirbaşını, takvimini, meblağını (tedariklerini, tahsilatını, tediyesini, yevmiyeni, sarf malzemesini, esas malzemesini yani) miktar ve maliyet tam sarih konuş ve böylece anlaş. Mukabele ederek söz verip söz alıp mukavele yap ve bunu yaz.
  • Müşterinle yaptığın mukaveleyi ihlal eden durumlarda eğer sebep tembelliğin veya işçilik hataların ise ceremesinden kaçma, sözünü eğip bükme, ahde riayette kararlı ol, dolayısıyla fazladan çalışmanın ücretini ve israf ettiğin malzemenin bedelini isteme, tazmin et. Müşterine, mukaveleyi ihlal eden başkaca durumların bütünüyle kendisinin mükellefiyetinde olduğunu kesin bildir.
  • Yaşlı, hasta, aciz, müstazaf, fakir kimseler emval-i asliden ahşap eşyalarının tamirini istediklerinde meccanen tamir et.
  • Müşterine yaptığın eşyanın tamirini takip et, meccanen tekmil et. Fevka’l-ade kazaya uğramış da tamiri isteniyorsa ücretini anlaşırken cömert ol.
  • Ev ve marangozhane mahallendeki ibadethane, mektep, köprü, misafirhane, imarethane, darü’l-aceze, darü’l-eytam, karakol, şifahane gibi ammeye hizmete matuf yerlerin ahşap işlerini meccanen yap.
  • Elinden çıkan eşya diri, güzel, istimale muvafık olmadıkça tekmil ettim deme.
  • İşin emrettiği usül ve sırayla çalış, işin emrettiği cihazla çalış. İşi biten cihazını hemen yerine koy.
  • Haftanın bir gününü marangozhanene çeki düzen vermeye ve cihazlarının bakımına ayır.
  • Arızalanan cihazını mümkünse hemen tamir ettir yahut elinden geliyorsa hemen tamir et ve işine ondan sonra devam et. Mümkün değil diyerek ya da üşengeçlik ederek mevzu vasıtalarla işini ve canını tehlikeye sokman mukadder şekilde çalışmakta ısrar etme, o işi tatil et.
  • Cetvelini, gönyeni, kalemini, çakını, keskini, küçük keserini donunun kemerinde yahut yeleğinin eteğinde hazırda tut.
  • Akşam olunca çalışmanı tatil et.
  • Marangozhanenin kapısını kapatırken akşam, pirlerine (ki onlar Nuh’tur, İdris’tir, İsa’dır) rahmet oku, hayrı istemek nasip olsun onlara diyerek meslektaşlarına dua et. Halikına kazadan koruduğu için şükret ve rızkını verdiği için hamdet.

1 thought on “Marangozname

  1. Üstadım tevafuken gördüm bu sayfayı ve gerçekten mutlu oldum. Sosyal medyadan takip ediyorum sizi fakat bu işi kurumsal hale getirdiğinizi şimdi gördüm. Hayırlı ve uğurlu olsun…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: